13.05.2008 - Alman basınından özetler
13 Mayıs 2008Sırbistan'da Pazar günü yapılan erken parlamento seçimlerini Avrupa yanlılarının kazanması, bugünkü Alman gazetelerinde geniş bir şekilde ele alınıyor. Türkiye ile yürütülen üyelik müzakerelerine de atıfta bulunan Erfurt merkezli Thüringer Allgemeine gazetesinden bir alıntı yapıyoruz:
"Sırp halkı, iki basit seçenek arasında tercih yapmak durumundaydı: Moskova mı yoksa Brüksel mi? Avrupalılar tarafından ulusal gururları zaman zaman ezilen Sırplar, buna rağmen tercihlerini Brüksel'den yana kullandı. Avrupa Birliği cephesinin de şimdi bu sinyali iyi değerlendirmesi gerekiyor. Sırbistan'daki demokratik güçlerin, geçmişte olduğu gibi yarım yamalak değil, tam bir destek görmesi gerekiyor. Eğer Avrupa Birliği, Türkiye ile tam üyelik müzakereleri yürütebiliyorsa, Sırbistan'ı da kapıda bekletmemelidir."
Çin'de meydana gelen ve 10 binden fazla insanın hayatına mâlolan deprem sonrası uluslararası toplum, Pekin yönetimine derhal yardım teklifinde bulundu. İster istemez akıllara Mynamar'daki kasırga felaketi sonrası bu ülkedeki askeri cunta yönetiminin uluslararası yardımları uzun süre bloke etmesi geldi ve Çin yönetiminin de benzer bir tutum izleyebileceğine dair yorumlar yapıldı. Karlsruhe'de çıkan Badische Neueste Nachrichten gazetesinde, konuyla ilgili şu satırlar yeralıyor:
"Felaketzedelere acil yardım ulaştırmak ve depremin neden olduğu tahribatı kısa sürede bertaraf edebilmek için Çin'in, uluslararası yardım tekliflerini kabul etmekten başka çaresi yok. Ancak Pekin'deki beyler için böyle bir karar almak hiç de kolay olmayacaktır. Ne de olsa, 2008 Olimpiyatları'nı kendi propaganda aracı haline getirmek amacıyla, ülkeyi adım adım dış dünyadan tecrid eden de yine onlardı. Dünyaya ne kadar modern bir ülke olduğunu göstermek isteyen Çin, bu konuda hiçbir eleştirel sese tahammül edemiyor. Uluslararası yardım kuruluşlarının depremzeledelere yardım amacıyla bile olsa ülkeye girmeleri, bu tek sesli haber akışının çok sesli hale dönüşmesine neden olacaktır. Bu Pekin'in pek de hoşuna gitmeyecek. Ancak uzanan yardım ellerinin geri çevrilmesi durumunda, ülkenin imajının çok daha fazla zarar görmesi bir yana, Sichuan'daki insanların acıları daha da artacaktır."
Latin Amerika ülkeleri gezisi kapsamında Peru'da yapılacak olan Avrupa Birliği-Latin Amerika zirvesine de katılacak olan Almanya Başbakanı Angela Merkel'i dolaylı da olsa Adolf Hitler'le kıyaslayan Venezüela Devlet Başkanı Hugo Chavez'e dair eleştiriler, bugünkü Alman gazetelerinin ağırlıklı olarak üzerinde durduğu bir başka konu. Augsburger Allgemeine gazetesinden bir yorum aktarıyoruz:
"Güney Amerika'nın Avrupalı kâşifleri, bölgeye gelişlerinde zaman zaman zehirli oklarla karşılanırlar. Bu gelenek, Almanya Başbakanı Angela Merkel'in Latin Amerika gezisi öncesinde de devam etti. Hugo Chavez ve yaptığı kıyaslamalar aslında çok da fazla umrumuzda olmamalı. Ancak ne yazık ki bu insan, halkı için bir ızdırap kaynağı. Zengin petrol yataklarına sahip olan Venezüela'yı buna rağmen bir fakirhâneye çevirdi. Chavez, Avrupalıların kendilerine yeterince yardım etmediklerinden şikayet ediyor. Bu, varını yoğunu har vurup harman savuran küstah bir dilencinin şikayetinden başka birşey değil."