1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

2008’de gözler ABD’de

Cem Sey – Deutsche Welle - Washington27 Aralık 2007

Amerikalılar, 2008 Kasım’ında yeni Başkanlarını belirlemek için sandık başına gidiyor. Deutsche Welle muhabiri Cem Sey, Beyaz Saray’daki değişimin ABD'nin dış politikaya nasıl yansıyacağını araştırdı.

https://p.dw.com/p/CgjK
Bush'un yerini alacak kişinin Amerikan dış politikasını ne yönde değiştirebileceği tartışılıyor.
Bush'un yerini alacak kişinin Amerikan dış politikasını ne yönde değiştirebileceği tartışılıyor.Fotoğraf: AP

Önümüzdeki yıl Amerika Birleşik Devletleri’nde yeni bir Başkan seçilip, yeni bir yönetimin işbaşına gelmesiyle, Washington’un dış politikasının da değişeceği umudu hem Amerika’da, hem de dünyada çok yaygın. Amerikalı uzmanlar ise, yeni yönetimle herhangi bir ciddi dış politika değişikliği gelmesini beklememek gerektiğini söylüyor.


Ulusal çıkar faktörü

Amerikan Savunma Bakanlığı eski Müsteşar Yardımcılarından Peter Rodman, ülkedeki iki partinin dış politik yaklaşımlarının giderek birbirine yaklaştığını savunuyor.
Amerikan Savunma Bakanlığı eski Müsteşar Yardımcılarından Peter Rodman, ülkedeki iki partinin dış politik yaklaşımlarının giderek birbirine yaklaştığını savunuyor.Fotoğraf: APTN

Birkaç ay öncesine kadar Amerikan Savunma Bakanlığı’nda Müsteşar Yardımcısı olarak görev yapan Peter Rodman, ülkedeki iki partinin dış politik yaklaşımlarının giderek birbirine yaklaştığını savunuyor: “Kim yönetirse yönetsin, gerçeklerin, bugünkü yönetimin dış politikasına benzeyen, bugünkü dış politikaya şok edici ölçüde benzer bir dış politikayı, gelecek yönetime de dayatacağını düşünüyorum. Çünkü ulusal çıkarlarımız değişmeyecek.”

Rodman’a göre, Washington’da iktidara kim gelirse gelsin, Irak’tan kısmi geri çekilme kararı alacak. Ancak, bunu yaparken Orta Doğu’daki Amerikan çıkarlarına zarar vermemeye özen gösterecek: “Uzun vadede Irak’ta oldukça ılımlı ve istikrarlı bir çözüm olacak. Fakat bu çözümü sağlayacak bedel çok ağır. Bu nedenle, bundan sonra bir süre hiçbir yönetim ne askeri ne de halk desteği bakımından bu kadar iddialı bir işe kalkışamayacak.”

Çin-Rusya ekseni

Çin ve Rusya politikaları ABD açısından önem kazanmaya devam ediyor.
Çin ve Rusya politikaları ABD açısından önem kazanmaya devam ediyor.Fotoğraf: AP

Rodman, Çin ve Rusya politikalarının da önem kazanmaya devam edeceğini ifade ediyor. Yani, Çin’e komşu ülkeler, savunma kaygılarıyla Washington’a yaklaşacak ve Washington da onları kucaklayacak. Rusya’nın yeniden sorun olmaya başladığının kavranmasıyla, özellikle Avrupa ülkeleri Amerika Birleşik Devletleri’yle daha sıkı ilişkiler içine girecek. Rodman, Almanya’da Schröder yerine Merkel’in, Fransa’da da Chirac yerine Sarkozy’nin iktidara gelmesiyle bu sürecin zaten başladığının altını çiziyor.

Newsweek dergisi yazarı Michael Hirsch de, kamuoyunun hep Beyaz Saray’la uluslararası topluluk arasındaki tartışma ve anlaşmazlıkları duyduğunu, oysa geri planda ciddi bir işbirliğinin sürdüğünü hatırlatıyor. Hirsch, Bush yönetimi döneminin tek taraflılık politikasının terk edileceğine inanıyor ve her iki partinin, tekrar kollektif güvenlik ilkesine dönülmesi gerekliliğinde birleştiğini düşünüyor: “Gelecek yönetim kendini, Bush’un ikinci döneminde başlaması gereken bir sürecin, bu orta yola yerleşme çabasının, Avrupalı müttefiklerimizle ilişkilerin yeniden çok ciddi şekilde kurulması girişiminin içinde bulacak.”

Irak savaşı deneyimi

Rejim değişikliği stratejileri, Irak Savaşı’nın deneyimleri ışığında terk ediliyor.
Rejim değişikliği stratejileri, Irak Savaşı’nın deneyimleri ışığında terk ediliyor.Fotoğraf: AP

Hirsch, İran ve Kuzey Kore’yle ilişkilerde daha uzlaşmacı eğilimlerin gündeme geldiğini ve Bush yönetiminin izlediği bu politikaya Demokratlardan fazla itiraz gelmediğine işaret ediyor. Rejim değişikliği stratejilerinin, Irak Savaşı’nın deneyimleri ışığında terk edildiğini öne süren Newsweek yazarı Michael Hirsch, bunun yerini, dünyaya Amerikan değerlerinin telkinin aldığını ve bu konuda iki parti anlaştığını vurguluyor.

Amerikalı uzmanlar, ülkelerinin dünyada ortaya çıkabilecek tehditleri önleyecek güce sahip olduğunun ve bunun kendi başına bir tehdit oluşturmadığı kanısında. Güvenlik politikası uzmanı Peter Rodman, “önemli olan bizim gibi uzmanların, bu gücün doğru şekilde kullanılmasına dikkat etmesi” ifadesini kullanıyor.

”Ankara ile kriz atlatıldı”

Uzmanlar, Türkiye ile ABD arasında geçtiğimiz sonbahar aylarında yaşanan ciddi krizin artık atlatıldığında birleşiyor.
Uzmanlar, Türkiye ile ABD arasında geçtiğimiz sonbahar aylarında yaşanan ciddi krizin artık atlatıldığında birleşiyor.Fotoğraf: AP

Amerikalı uzmanlar, Türkiye ile Amerika Birleşik Devletleri arasında geçtiğimiz sonbahar aylarında yaşanan ciddi krizin ise artık atlatıldığında birleşiyor. Rodman, hem Ermeni sorunu, hem de PKK’yla mücadele konusunda iki parti içinde de stratejik değerlendirmeler yapıldığını belirtiyor: “Bir müttefik olarak Türkiye’nin önemini her yönetim anlıyor. Kendi iç politik tartışmalarımız var tabii. Ama sanırım stratejik gerçekler çok açık. Şimdi Orta Doğu’daki yeni dönemde Türkiye’nin bizim için stratejik önemi daha da fazla.”