Afganistan'a güvence verildi
2 Nisan 2004 Afganistan’a yeniden yapılanma, terörizm ve uyuşturucu ile mücadele alanında harcanmak üzere üç yıl için 8.2 milyar dolar tutarında mali yardım vaadinde bulunuldu. Yenilenme sürecinde Afganistan’a destek sağlayan ülkelerin özellikle afyon üretiminin yasaklanması konusunda son derece hassas olduğu belirtiliyor. Öte yandan ülkenin demokrasiye geçişinde ilk önemli sınav niteliğindeki, Eylül ayında yapılacak parlamento ve başkanlık seçimlerinin güven ortamında cereyan etmesi için de Afganistan yönetimine gerekli desteğin sağlanacağı kaydediliyor.
Konferansın mesajı
Dün sona eren üçüncü Afganistan Konferansı’nın Kabil yönetimine verdiği en önemli mesaj, uluslararası topluluğunun önümüzdeki yıllarda da Afganistan’ın başlattığı yenilenme sürecini tüm gücüyle destekleyeceği doğrultusundaydı. Pratikte bu söylemin anlamı; ”çeyrek yüzyılı fiilen savaş halinde geçiren bu ülke halkının esenliği için, Batının hiçbir masraftan kaçınmayacağı” biçiminde özetlenebilir.
Uzun soluklu yükümlülük
Almanya Dışişleri Bakanı Joschka Fischer: ”Sanırım önümüzdeki üç yıl için toplam 8.2 milyar dolar tutarında bir yardım yükümlülüğünün altına girmemiz bile etkileyici bir işaret sayılmalıdır. Bu adımın önemini, sadece yeniden yapılanma çabalarının bağlamıyla ve maddi yardımlarla sınırlı görmemek, Afganistan’ın esenliği için uluslararası topluluğun uzun soluklu, siyasi ve manevi bazı yükümlülükleri de kabul ettiğini anlamak gerekir.”
"Bölgesel yapılanma ekipleri"ne görev
Afganistan’ın istikrarlı bir düzene kavuşması ve terörün eskisi gibi kök salmasını engelleyebilmesi, bu ülkeye maddi ve manevi destek sağlayan devletlerin de çıkarını gözeten bir gelişme. Bu nedenle konferansta hazır bulunan ve 50'nin üzerinde ülkeyi temsil eden heyetler, barışın korunması alanında görev yapan İSAF askeri birimlerinin, Afganistan’ın kendi güvenliğini, kendi askerleri ve kendi polis gücüyle sağlayabilir duruma gelmesine değin, bu ülkedeki varlığı sürdüreceği konusunda güvence veriyorlar. Bunun yanında NATO’nun, Kabil’deki merkezi yönetimin, etki alanını genişletebilmesi amacıyla, Kabil dışındaki bazı mevkilerde de ”bölgesel yapılanma ekipleri” görevlendireceği kaydediliyor.
Afyon üretimiyle mücadele
Ancak onca ülkeden uzman ve politikacının Berlin’e yalnızca para ve asker vaadinde bulunmak üzere gelmediğini ve Afganistan’dan da bazı beklentilere sahip olduğunu belirtmek gerek. Bu ülkenin öteden beri başedemediği sorunlardan biri olan haşhaş ekiminin önlenmesi konusu, Berlin’deki başlıca gündem maddelerinde biriydi. Afganistan, komşusu altı devletle imzaladığı ”uyuşturucuyla mücadele” sözleşmesi uyarınca bu alanda sınırötesi işlerlik göstermeyi kabul etmiş bulunuyor. Afgan lider Hamid Karzai uluslararası toplumun desteğiyle haşhaş tarlalarının ve eroin laboratuvarlarının kökünü kazıma konusunda kararlı.
Afganistan'ın üç belası
Karzai sözlerini şöyle sürdürüyor: ”Uyuşturucu üretimi, bölgesel derebeyler ve terörizm, biribirini destekleyen üç olumsuz faktör. Afganistan’da barışı egemen kılmak istiyorsak, bu üç belanın üçüyle de aynı anda mücadele etmeliyiz. Bu konuda derhal harekete geçmekten başka bir seçeneğimiz yok. Ülkemizin ve halkımızın esenliği için buna mecburuz.”
100 bin milis silahsızlandırılacak
Afganistan’ın bu konferansta üstlendiği yükümlülüklerden biri de 100 bin kadar bölgesel milisin silahlarından arındırılması ile ilgili. Eylül ayındaki seçimlerin güvence altında uygulanabilmesi için bu adım önem taşıyor. Bu arada Afganistan’a oylama öncesi seçmen listelerinin hazırlanması işinde de yardım edilecek. Alman Dışişleri Bakanı Fischer, ülkesinin bunun için 2 milyon Euro ek yardım planladığını söylüyor.
Karzai müteşekkir
Fischer şöyle devam ediyor: ”Bu konferans, Afganistan seçimlerinin huzurlu bir atmosferde özgürce ve kurallara uygun biçimde uygulanabilmesi için her türlü uluslararası desteğin sağlanacağını açıkça ortaya koymuştur.”
Berlin’deki iki günlük Afganistan Konferansı’nın tüm sonuçlarından yeterince hoşnut kalan Hamid Karzai ise, katılımcıların tümüne içten şükranlarını belirtirken, ülkesine gösterilen desteğin, ulus ve uygarlıklar arası işbirliği ve dayanışma için eşsiz bir örnek oluşturduğunu söylüyor.