1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Basın özeti

Ahmet Günaltay28 Kasım 2007

"İki millete iki devlet" hedefiyle Amerika Birleşik Devletleri'nde düzenlenen uluslararası Ortadoğu konferansı, 28 Kasım 2007 tarihli Alman gazetelerinin yorum sütunlarında geniş yankı buluyor.

https://p.dw.com/p/CU21
Fotoğraf: dpa

İsrail ile Filistinliler’in barış görüşmelerine başlamayı kararlaştırdıkları buluşmayı konu alan yorumunda Süddeutsche Zeitung gazetesi şu satırlara yer vermiş:

“İsrail Başbakanı Olmert ile Filistin Özerk Yönetim Konseyi Başkanı Abbas’ın Annapolis’te söylediklerinin çoğu kulağa yabancı gelmedi. Abbas, Doğu Kudüs’ün Filistin devletinin başkenti olmasını talep ederken Olmert ülkesi için güvenlik garantisi istedi. Ev sahipliği yapan Başkan Bush’u en çok gururlandıran husus Arap devletlerinin konferansa katılmış olmasıydı. Ama Araplar’ın davete uyması otomatikman ne İsrail’e daha fazla güvenlik kazandırır ne de Filistinliler’i devlete kavuşturur. Konferansı izleyen niyet açıklamalarında yeni bir şey yoktu. Başkan Bush’un Filistinlliler’in sadece bir bölümüyle ilişki sürdürmesi bu halk arasındaki bölünmeyi sağlamlaştıracağından, son derece sakıncalıdır. Devletler kendine dost seçebilir ama düşman asla. Hamas ve Suriye’nin de Annappolis’te temsil edilmeleri gerekirdi. İsrail Başbakanı’nın,
‘Filistin devletinin kurulabilmesi için önce Mahmud Abbas’ın Gazze Şeridi’nde de otorite tesis etmesi gerekir’, şeklindeki sözleri barışın yol haritasındaki engellerin azalmak yerine arttığını göstermeye yeter.”

Die Welt gazetesinin barışa yaklaşıldığını dile getirdiği yorumunda ise özetle şu satırları okuyoruz:

“Annapolis zirvesinden önce Ortadoğu anlaşmazlığının kıdekmli aktörlerinden hiçbiri başarıya şans tanımıyordu. Çünkkü bundan önceki bir sürü girişim hüsrranla sonuçlanmıştı. Ehud Olmert ile Mahmud Abbas’ın somut barış anlaşmasını müzakere etmek üzere 12 Aralık’tan itibaren iki haftada bir buluşmayı kararlaştırmış olmaları son derece önemli bir adımdır. Filistinliler’in 2008 sonundan önce bağımsız bir devlete kavuşmaları artık mümkün. İsrail’in yol haritasındaki şartlar yerine getirilmeden nihai statüyle ilgili görüşmelere başlamayı kabul etmesi de büyük bir jesttir. Hamas bunu önlemek için saldırılarını arttıracaktır. Çünkü Filistinliler ve çoğu Arap ülkesinin İsrail ile barışmaları Tahran’daki İsrail düşmanlarının tecrit edilmesine yol açacaktır. Barış arayışının hayal kırıklığı ile sonuçlanması için binbir sebep olduğu doğrudar. Ancak Annapolis buluşmasından sonra, Ortadoğu anlaşmazlığını sona erdirmenin mümkün olduğunu gösteren nedenlere bir yenisinin daha eklendiği de inkar edilemez.”

Uluslararası Ortadoğu konferansını konu alan son yorumu da Frankfurter Allgemeine Zeitung gazetesinden aktarıyoruz:

“Başkan Bush’un strateji uzmanlarına göre Ortadoğu barışına götüren yol Bağdat’tan gezmeliydi. Saddam rejiminin devrilmesi bütün bölgeye barış, güvenlik ve demokrasi getirecek gelişmenin tetikleyicisi olacaktı. Barışı ancak Filistinliler ile İsrail’in başarabilecekleri düşüncesi yeniden ön plana çıktıysa da, Irak’ta Şiiler’in güçlenmesi Irak savaşının dolaylı da olsa barış arayışını etkilediğini gösteriyor. Ilımlı Arrap ülkeleri de İran’ın nükleer güç haline gelip Ortadoğu’da söz sahibi olmasından çekiniyorlar. Başkan Bush’u Annapolis buluşmasına iten başlıca neden İran ile aralarındaki anlaşmazlık olabilir. Ortadoğu 7 yıl öncesinin başarısız Camp David buluşmasından bu yana çok değişti. Barış için gerekli şartlar belki de oluştu. Sonbaharındaki Bush yönetimi en azından yeni bir başlangıca vesile oldu.”