Dönem başkanlığı Fransa'ya geçiyor
30 Haziran 2008Fransa’nın AB dönem başkanlığı süresindeki önceliklerinden AB NATO ilişkeleri ve Akdeniz Birliği’ne ilişkin tartışmaların Türkiye ekseninde geçmesi bekleniyor. Fransa’nın AB-NATO işbirliğinde ve Akdeniz Birliği projesinde istediği sonuçlara ulaşmasının büyük ölçüde Türkiye'ye bağlı olacağı tahmin ediliyor.
Yıllardır Avrupa Güvenlik ve Savunma Politikasıyla (AGSP) ve NATO'yu rakip yapılar olarak gören ve ikisi arasında mesafenin korunması gerektiğine inanan Fransa, dönem başkanlığında ise AB – NATO ilişkilerinin güçlendirilmesi için çaba gösterecek. Bu yıl sonunda NATO'nun askeri kanadına yeniden katılmayı garanti altına almak isteyen Fransa açısından AB-NATO işbirliğinin önündeki engellerin kaldırılması özel önem kazanıyor.
AB’nin savunma politikasına ilişkin ilerlemeler sağlamayı planlayan Paris, AB Acil Müdahale Gücü’ndeki asker sayısını 60.000’e çıkarmak istiyor, ayrıca nakliye uçaklarından oluşacak bir Avrupa donanması ve bir AB askeri karargahı kurulması oluşturulmasını planlıyor.
Akdeniz Birliği projesi
Fransa’nın dönem başkanlığı boyunca en çok tartışılacak konulardan biri de Sarkozy’nin Akdeniz Birliği projesi olacak. AB içinde Akdeniz Birliği’ne ilişkin görüş ayrılıkları devam ederken, Türkiye’nin tam üyeliğine alternatif olarak gündeme gelen projeye Ankara çekimser bakıyor. Türkiye'nin Akdeniz İçin Birlik projesine katılımını sağlamak isteyen Fransa ise AB üyeliğine alternatif getirmedikleri konusunda çeşitli düzeylerde güvenceler verdi. Şu ana kadar konuya ihtiyatlı yaklaşan ve projeye katılıp katılmayacağını açıklamayan Ankara, AB belgelerinin son şeklini almasını bekliyor.
Türkiye'nin Akdeniz Birliği projesine yaklaşımı başta Suriye ve Lübnan olmak üzere birçok bölge ülkesinde yakından takip ediliyor. Öte yandan birçok bölge ülkesi, Fransa’nın Barcelona Sürecinin hedefleri arasında bulunmasına rağmen başarısız kalan Filistin-İsrail sorununa çözüm bulunmasını Akdeniz İçin Birlik projesiyle ne ölçüde örtüştüreceğini görmek istiyor.
Lizbon Antlaşması
Fransa’yı AB içinde bekleyen en büyük sorun ise İrlanda’da reddedilen ve AB’nin en büyük projelerinden biri olan Lizbon Antlaşması. Fransa, İrlanda'da veto edilen AB’nin reform sözleşmesiyle ilgili yeni bir eylem planı hazırlığında. Fransa Cumhurbaşkanı Nickolas Sarkozy'nin detaylarını ekim ayında açıklayacağı eylem planı, İrlanda'da 2009 yılının ocak ayında Lizbon Antlaşması’na ilişkin yeniden referandum yapılmasını öngörüyor.
AB’de genişleme sürecinin devamını sağlayabilmek için Lizbon Antlaşması’na ihtiyaç duyduklarını belirten Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy, “Aksi halde Nice'de 27 üyenin kabul ettiği anlaşma geçerliliğini korumaya devam edecek" diye konuştu. Sarkozy, "Fransa, Balkanlar'ın da AB dahil olmasını istiyor, ancak bu Lizbon Antlaşması'nın yürürlüğe girmesinden sonra olmalı. AB'nin sınırlarının genişlemesini isteyen üyeler, Birlik içinde farklı bir yapılanmaya ihtiyaç duyduğumuzun da farkına varmalılar” şeklinde sözlerini sürdürdü.
AB üyesi ülkeler, daha önce Lizbon Anlaşmasının 2009 yılı başında yürürlüğe girmesi konusunda uzlaşma sağlamıştı. Geçerlilik kazanması için tüm üye ülkelerde onaylanması gereken yeni anayasanın referandum yolunu seçen tek ülke İrlanda'da reddedilmesi bu hedefi zora soktu. Bununla birlikte AB içindeki Fransa-Almanya ekseni, 2009 hedefinin korunması için ısrarını sürdürüyor.
Diğer gündem maddeleri
Paris dönem başkanlığı süresince göç politikaları, iklim koruma ve ortak savunma stratejilerinin geliştirilmesine de ağırlık verecek. Yüksek petrol fiyatları karşında vergi indirimine gidilmesi planları da yine Fransa'nın hayata geçirmek istediği yeniliklerden. Tarım sübvansiyonları da Fransa’nın gündeminde yer alıyor. Aralık ayında yapılacak AB liderler zirvesinde İngiltere'nin öncülüğünde tarım sübvansiyonlarında kesintiye gidilmesiyle ilgili yoğun tartışmaların yaşanması bekleniyor.
Başbakan Francois Fillon, Fransa'nın dönem başkanlığı süresince kapsamlı ve önemli projeleri hayata geçirmeyi arzuladığını belirtti. Başbakan Fillon,“İrlanda halkının bize verdiği mesajı doğru anlamak önemli. Onların bize verdiği mesaj, kurumlarla ilgili tartışmaları bir kenara bırakıp, AB'yi ileriye taşıyacak çözümler üretmemizdir. Bu yüzden Fransa'nın dönem başkanlığı sırasında ağırlık vereceği önceliklerin benimsenmesine büyük önem veriyorum” ifadelerini kullandı.