Günter Grass 80 yaşında
16 Ekim 2007Almanya’da savaş sonrası edebiyatın önemli bir temsilcisi olan Günter Grass, en büyük Alman düşünürlerden biri olarak gösteriliyor. Thomas Mann’ın ardından en etkili Alman yazar olarak değerlendirilen Grass, kariyerine 1959 yılında yayımlanan ‘Teneke Trampet’ adlı romanıyla başladı. Büyümek istemeyen adam-çocuk Oskar’ın hikayesini konu alan bu roman, aynı zamanda Grass’ın kendi hayat hikeyesinden de izler taşıyor. Grass Teneke Trampet’in yayımlanmasından 40 yıl sonra, bu romanından ötürü nobel edebiyat ödülüne layık görüldü.
”Düşman figürü”
Ancak Grass bu 40 yıllık sürede savaş sonrası Alman edebiyatının kötü çocuğu haline geldi ve Adenauer döneminde devlet tarafından bir “düşman figürü” gibi görüldü. Erken dönemlerde Sosyal Demokrat Parti’ye (SPD) katılan Grass bu kez trampetini sosyal demokratlar için çalmaya başladı. Ancak izlenen göçmen politikasıyla hemfikir olmadığından partiden ayrıldı.
Kötü yazar eleştirisi
Grass, toplumun bütün alanlarında geleneklerin ve otoritenin sorgulandığı 1960’lı ve 70’li yıllarda dahi Teneke Trampet adlı romanıyla anılmaya devam etti. Sonrasında ise pornografik eserle yazmakla eleştirildi. Teneke Trampet’in ardından, ‘Köpek Yılları’, ‘’Pisi Balığı’ gibi en çok satan kitaplar listelerinde yerini alan eserleri yayımlandı. Grass’ın politik entellektüel kişiliğinin 1980’li yıllardan itibaren edebi kişiliğinin önüne geçmeye başladığını düşünen pek çok eleştirmen O’nu iyi bir yazar olmadığı yönünde eleştirdiler. Grass’ın kitapları basında ve edebiyat dünyasında çok sert bir dille eleştirildi, ‘Dişi Fare’ adlı romanı yayımladığında, Grass’ın edebi gücünün bitmiş olduğu açıklamaları yapıldı. Buna karşın O, Almanya dışındaki ülkelerde olumlu tepkiler almaya devam etti.
Teneke Trampet değerlendirmesi
Grass şöyle değerlendiriyor: “‘Teneke Trampet’ten sonraki kitaplarım ülke dışında da yankı uyandırdı. İnsanların yalnızca ‘Teneke Trampet’e ilgi göstermelerine anlam veremiyorum. Bu çok karşılaştığımız bir durum. Thomas Mann ‘Buddenbrook Ailesi’, Goethe ‘Genç Werther’in Acıları’ ile anılıyor, ben de kendimi bu meslektaşlarımla karşılaştırma cüretini gösteriyorum. Onların da başına hemen hemen aynı şeyler geldi. Bunu kavrayamıyorum.”
Kapanmış bir konu
Grass, ilk kitaplarından ‘Köpek Yılları’nı Teneke Trampet’ten çok daha fazla önemsediğini belirtiyor. Grass, “Teneke Trampet kapanmış bir konu. ‘Dişi Fare’ adlı kitabımda Oskar Matyerath’ı 60 yaşındaki haliyle bir kez daha konu aldım ve Tulla Prokiefke ‘Yengeç Yürüyüşü’’nde tekrar hayat buldu. Ancak ‘Köpek Yılları’ biçim itibariyle edebi üslubumu oluşturduğum bir eser” diye konuşuyor.
Eleştirmenlerin tavrı
Grass, Almanya’da bir çok eleştirmen tarafından ciddiye alınmadı, bazen küçümsendi. Almanya’nın birleşmesinin ardından, 1990 yılında yayımlanan romanı ‘Uzak Tarla’da bu konuyu ele alan Grass bir skandala yol açtı. Uzun zamandır anlaşmazlık içinde olduğu Marcel Reich Ranicki’nin bu romanı yırtarken çekilmiş fotoğrafı Der Spiegel’in ilk sayfasında yer aldı.
Grass’ın cevabı
Grass bütün bu olanlara ‘Benim Yüzyılım’ ‘Yengeç Yürüyüşü’ gibi kitapları ile cevap verdi. Kitaplarında yine siyasi ve tarihi konulara ağırlık veriyordu. Siyasetle her zaman içiçe olan Grass’ın bu özelliği, O’nu diğerlerinden farklı kıldı. Grass bugün kendisini Avrupa Edebiyat geleneğine bağlı bir yazar olarak görüyor:
‘Üslubumun bağlı kalması gereken gelenek konusunda her zaman bilinçliydim. Ben, çıkış noktası İspanya’ya dayanan, Avrupa Roman geleneğinden geliyorum. ‘Berlin Alexander Meydanı’’nın hatta ‘Ulysses’’in kökleri de bütün bir dünyayı bir güne sığdıran bu pikaresk roman kültürüne dayanır. Bu bizim için ölümsüz bir şablondur, açıktır, çağdaşlaştırılabilir. Ben eserlerimde bundan faydalandım.’