1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Karabağ'da savaş rüzgarları

5 Ağustos 2014

Yaklaşık 20 yıldır kırılgan bir ateşkesin hüküm sürdüğü Azerbaycan-Ermenistan sınırında son günlerde şiddetli çatışmalar yaşanıyor. Cenk Başlamış'ın analizi.

https://p.dw.com/p/1Cp1v
Fotoğraf: picture alliance/ZB

İki tarafın da birbirini suçladığı çatışmalarda doğrulanamayan haberlere göre şu ana kadar 90'a yakın kişinin öldüğü, çok sayıda kişinin yaralandığı iddia ediliyor. 70 Ermeni askerin öldürüldüğünü ileri süren Bakü, Azerbaycan tarafının 17 kayıp verdiğini açıklıyor. Ermenistan ise, en az 25 Azeri öldürüldüğünü duyuruyor. Ateşkes bölgesinde daha önce de çatışmalar yaşanmıştı, ancak can kayıplarının sayısı hiç bu kadar yüksek açıklanmamıştı.

İki komşu ülkeyi savaşa sürükleyen krizin kökeninde Karabağ sorunu bulunuyor. Azerbaycan’a ait özerk bir cumhuriyet olan Karabağ’da yaşayan Ermeniler Sovyetler Birliği’nin son döneminde isyan bayrağı açarak tek yanlı bağımsızlık kararı almıştı. Bunun üzerine çıkan savaşta perde arkasında Sovyet ordusu tarafından desteklenen Ermeniler Karabağ’ın tamamını ele geçirmekle kalmamış, çevresindeki Azeri topraklarını da işgal etmişti. 30 binden fazla kişinin öldüğü, bir milyondan fazla Azeri’nin evlerini terketmesine yol açan savaş büyük devletlerin araya girmesiyle 1994 yılında son buldu. Topraklarının yüzde 20’sinden fazlası işgal altında tutulan Bakü ateşkese uymasına rağmen bugünkü sınırları kesinlikle tanımıyor.

Gözler Soçi zirvesinde

Dikkat çekici olan, cephedeki son 20 yılın en şiddetli çatışmalarının, Azerbaycan Devlet Başkanı İlham Aliyev’le Ermenistan Devlet Başkanı Serj Sarkisyan arasında Rusya’nın arabuluculuğunda yapılacak görüşmelerin hemen öncesine rastlaması. İki liderin bu hafta sonu Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in Soçi’deki yazlık konutunda bir araya gelmesi planlanıyor.

Çatışmaların neden çıktığı konusunda farklı değerlendirmeler var. Örneğin, Bakü’deki Azerbaycan Stratejik Araştırmalar Merkezi dış politika uzmanı Cavid Veliyev, sorunun farklı bir boyutuna dikkat çekerek, “Ermeni özel birliklerinin Azerbaycan'a saldırısını aslında Avrasya coğrafyasında gelişen son olaylardan ve jeopolitik mücadeleden bağımsız değerlendirmek mümkün değil. Kendi bağımsızlığını Karabağ`ın işgaline kurban veren Ermenistan bölgede diger güçlerin jeopolitik oyunun bir parçası haline geldiği için bu saldırıları düzenleyebiliyor”dedi. Veliyev ayrıca, “Öte yandan son yıllarda Azerbaycan’ın cephede elde ettiği başarılar ve psikolojik savaştaki başarıları Ermenistan`da bir moralsızlik yaratmıştır. Bu anlamda Ermenistan bu fırsattan yararlanarak moral bozukluğunu düzeltmeye çalışıyor. Hatta son saldırılarda verdiği kayıp sayısını saklamaya çalıştı. Sorun çözülmediği sürece savaşın yeniden çıkma ihtimali var. Bu nedenle uluslararası toplum bir an önce dikkatini bu soruna yöneltmeli” diye konuştu.

Moskova rahatsız

Cihan Haber Ajansı’nın Moskova Bürosu’nda çalışan Azeri gazeteci Fuad Seferov ise, Rusya'nın son dönemde Ermenistan'da Batı yanlısı ve Moskova karşıtı gösterilerden rahatsız olduğunu düşünüyor. Seferov, “Azerbaycan işgal altındaki bazı topraklarını almak için zaten bahane arıyordu. Erivan’ın Karabağ dışındaki yerleri ‘tarihi Ermeni toprağı’ diye sahiplenmesi Bakü’yü son derece rahatsız etti. Benim gördüğüm kadarıyla Putin Azerbaycan’ı dışlamak istemiyor, hatta silah satıyor. Buna karşılık Erivan’da Moskova karşıtları güçleniyor. Ruslar, Ermenileri cezalandırmak için yaşananlara göz yumuyor olabilir” dedi.

Bu değerlendirmede haklılık payı olabilir. Yine de Ermenistan’ın Rusya’nın Kafkasya’daki tek müttefiği olduğu gerçeğini unutmamak gerekiyor.

Meşru hak

Türk-Azeri ilişkilerini yakından izleyen ve bölgeyi yakından bilen bir Türk diplomatik kaynak ise farklı düşünüyor ve Azeri tarafının çatışmaları kışkırtmak için bu aşamada nedeni bulunmadığını söylüyor. Adının açıklanmasını istemeyen bu kaynak, “Öncelikle şunu unutmamak gerekiyor, çatışmaların yaşandığı yer Azerbaycan toprakları. Bu toprakların Azerbaycan’a ait olduğunu uluslararası camia kabul ediyor. Dolayısıyla Bakü’nün gerektiğinde buralarda silah kullanması meşru hakkıdır”diyor. Aynı diplomatik kaynak, “Aslında Azerbaycan’ın resmi tutumunda bir değişiklik yok, hala sorunun barış yoluyla çözülmesini istiyor. Ancak, Aliyev’in de söylediği gibi Azeri toprakları sonsuza kadar Ermeni işgali altında kalamaz...” diye konuştu. Türk diplomat, yine de Azerbaycan’ın bu aşamada Ermenistan’la savaşa girmekten çok ekonomisini güçlendirmeye ağırlık verdiğini, dolayısıyla çatışmaları kışkırtması için bir neden bulunmadığını sözlerine ekledi.

Yaşanan çatışmaların şiddetine rağmen taraflar arasında yeniden topyekun bir savaşın başlamayacağını düşünenler hala çoğunlukta bulunuyor.

© Deutsche Welle Türkçe

Cenk Başlamış