Neonazi terörü şoku
24 Aralık 2012Almanya’da 2000-2007 yılları arasında 8’i Türk 10 kişinin Nasyonal Sosyalist Yeraltı (NSU) adlı aşırı sağcı terör hücresi tarafından öldürüldüğünün ortaya çıkması şok etkisi yarattı. 2012 yılında cinayetlerin aydınlatılması için çabalar sürerken, aşırı sağcılıkla mücadelenin artırılması, aşırı sağcı Nasyonal Demokrat Parti’nin (NPD) yasaklanması tartışmaları gündemdeki yerini korudu. Yılın son aylarında ise aşırı sağcı partinin kapatılması için yeşil ışık yakıldı.
Nasyonal Demokrat Parti kapatılacak mı?
2012 yılının aralık ayında, federal ve eyalet düzleminde içişleri bakanları, aşırı sağcı Nasyonal Demokrat Parti’nin kapatılması talebiyle Anayasa Mahkemesi’ne başvurulması tavsiyesinde bulundu. İç istihbarat birimi Anayasayı Koruma Teşkilatı uzmanları, ilkbahar aylarından beri yaptıkları inceleme ve araştırmalarda, partinin anayasayı ihlal ettiğine dair belge ve kanıtları bir araya getirdi. Sonuçta, ortaya yaklaşık 1000 sayfalık bir dosya çıktı. Federal Eyalet Temsilcileri Meclisi (Bundesrat) de, aralık ayının ortasında Nasyonal Demokrat Parti’nin kapatılması için Federal Anayasa Mahkemesi’ne başvurulması yönünde karar aldı.
Ancak aralarında Başbakan Angela Merkel’in de bulunduğu bazı siyasetçiler partinin kapatılmasında başarı sağlanacağına kuşkuyla yaklaşıyor. Merkel, partinin kapatılması için başvuru yapılıp yapılmaması konusunda kararı önümüzdeki yıl vermeyi planlıyor. Merkel, kuşkularını şu sözlerle dile getirdi: "Bu konudaki görüşlerimiz henüz tam olarak şekillenmedi. Ortaya konan olgular son derece etkileyici. Ama diğer yandan da, kanımızca bazı hukukî riskler mevcut.”
Neonazi gruplarla ilişkiler
Nasyonal Demokrat Parti'nin kapatılmasına kuşkuyla yaklaşanlar arasında Almanya İçişleri Bakanı Hans-Peter Friedrich de bulunuyor. Friedrich, partinin kapatılması girişiminin başarısızlığa uğramasından kaygı duymasına rağmen, hazırlanan dosyadaki belgelerin önemine dikkat çekti: “Kanımca, hazırlanan bu dosyada iki husus çok önemli: İlk olarak Nasyonal Demokrat Parti’nin saldırgan-militan tutumu kanıtlanabiliyor. Bana göre bu sonuca ulaşılmasının nedeni, partinin Neonazi gruplar ile kişisel ilişkileri ve şiddetle arasına açıkça mesafe koymaması. Önemli bir diğer nokta ise elimizdeki belgelerin Nasyonal Demokrat Parti ile bağlantılı olması. Yani parti, bunların münferit kişiler olduğunu, parti ile alâkası olmadığını iddia edemez. Kanımca, bu da Federal Anayasa Mahkemesi’nin kararında önemli rol oynayacak bir husus.”
Vergi gelirleriyle propaganda
Friedrich’in kaygılanmasının bir nedeni de Nasyonal Demokrat Parti’nin kapatılması halinde partinin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne başvurma olasılığı. Aşağı Saksonya Eyaleti İçişleri Bakanı Uwe Schünemann ise Nasyonal Demokrat Parti’nin devletten yardım almasına tepkili. Schünemann, tepkisini şu sözlerle dile getirdi: “Nasyonal Demokrat Parti’nin vergi gelirlerinden sağlanan para ile propaganda broşürleri hazırlaması kabul edilemez bir durum. Federal Anayasa Mahkemesi’nin kapatma kararı alması halinde, bu imkânları olmayacak. Kapatma başvurusunda bulunulmasını istememdeki nedenlerden biri de bu.
2003 yılında Nasyonal Demokrat Parti’yi yasaklama girişimi, parti içinde devletin muhbirleri olduğu gerekçesiyle sonuçsuz kalmıştı. Bu nedenle de, partinin kapatılması için yeni bir girişime destek bulunamamıştı. Nasyonal Sosyalist Yeraltı adlı terör hücresinin 8’i Türk 10 kişiyi öldürdüğünün 2011 yılında ortaya çıkmasının ardından, partinin yasaklanması tekrar gündeme geldi.
İstihbarat kurumlarında istifalar
2000-2007 yılları arasında işlenen on cinayet, düzenlenen iki bombalı saldırı ve banka soygunlarının arkasında aşırı sağcıların olması, kamuoyunu şoke etti. Terör üçlüsünün 1990’lı yıllardan beri istihbarat kurumları tarafından biliniyor olması ‘aslında cinayetler engellenebilirdi’ düşüncesini doğurdu. Bu da duyulan üzüntüyü artırdı. 2012 yılının başından bu yana federal meclis ve eyalet meclislerinde kurulan araştırma komisyonlarında bu cinayetlerin ortaya çıkartılmasında güvenlik ve istihbarat birimlerinin ihmali araştırılıyor. 2012 yılında istihbarat kurumları tarafından Nasyonal Sosyalist Yeraltı ile bağlantısı olabilecek bazı belgelerin imha edilmiş olması ise “skandal” olarak nitelendirildi. Belgelerin imha edilmesi sonucunda Federal Anayasayı Koruma Teşkilatı Başkanı Heinz Fromm’un yanı sıra dört eyaletin teşkilat başkanı istifa etti.
Cinayetleri aydınlatma sözü
Geçtiğimiz şubat ayında Nasyonal Sosyalist Yeraltı adlı terör hücresi tarafından öldürülen kurbanların anısına düzenlenen törende, Başbakan Angela Merkel, cinayetlerin aydınlatılacağına dair söz verdi. Merkel, yıllar boyunca cinayetlere ilişkin soruşturmaların kurbanların yakın çevresinde yürütülmesi nedeniyle özür diledi.
Hukukî açıdan ise cinayetlerin aydınlatılması için yapılan çalışmalar daha başlangıç aşamasında. Terör üçlüsünün hayatta olan üyesi Beate Zschäpe, 13 aydan beri tutuklu bulunuyor. Federal Savcılık, Zschäpe ve aralarında üçlüye yardım etmekle suçlanan Nasyonal Demokrat Parti’nin geçmişte önde gelen isimlerinden Ralf Wohlleben hakkında iddianameyi hazırlayarak, mahkemeye sundu. Davanın görülmesine 2013 yılının ilk aylarında başlanması bekleniyor.
Nasyonal Sosyalist Yeraltı adlı aşırı sağcı terör hücresinin ortaya çıkmasının ardından başlayan tartışmalar ise davadan bağımsız olarak kamuoyunu meşgul etmeye devam edecek. Özellikle de, Başbakan Angela Merkel’in vurguladığı gibi aşırı sağcılık ile mücadele sürdürülecek. "Nasyonal Demokrat Parti’nin yasaklanması meselesinin yanı sıra aşırı sağcılıkla yaygın bir şekilde mücadele edilmesi konusunda aynı görüşleri paylaştığımıza inanıyorum. Bu mücadele toplumun her kesimine düşen bir görev.”
© Deutsche Welle Türkçe
Marcel Fürstenau / Jülide Danışman
Editör: Beklan Kulaksızoğlu