Nobel Ödüllerine eleştiri
9 Ekim 2009ABD Başkanı Obama'nın bu yılki Nobel Ödülü'nü kazanmasıyla birlikte Nobel Komitesi'ne yönelik eleştiriler de gecikmedi. Konuyla ilgili yorumlarda Obama’nın henüz savaş bölgelerinde barışı sağlayacak somut bir başarı sağlayamadığı, tersine Afganistan’da savaşı tırmandırdığına dikkat çekildi.
Obama’nın Barış Ödülü’nü kazanabilmesi için bir başarı elde etmiş olması gerektiğine dikkat çeken yorumcular, ödülün ‘’Teşvik Ödülü’’ olmadığına, somut başarılar için verildiğine dikkat çektiler.
Eleştiriler: “Teşvik Ödülü Değil”
Başta barış olmak üzere Nobel ödülleri üzerine başından beri eleştiriler gelmekte. Özellikle dünyada iki sistemin geçerli olduğu dönemlerde sosyalist ülkelerdeki yazar ya da siyasilerin ödüllendirilmesi, rejim karşıtlarını güçlendirmek amacını taşıdığı şeklinde yorumlanarak Nobel komiteleri eleştirilmişti. Tıp ödülleriyle ilgili olarak da zaman zaman ilaç şirketleriyle bağlantılı olduğu iddiları ortaya atılmıştı. 1976 yılında ekonomi ödülünün yeni liberal ekonominin öncülerinden Milton Friedman’a verilmesi de büyük protestolara yol açmış, Friedman ödül töreninde yuhalanmıştı.
Edebiyat ve Barış Ödülleri
Nobel komitelerinin siyasi tercihlerde bulunduğu yolundaki en keskin eleştiri sesleri 1953’te Winston Churchill’e edebiyat ödülü verilmesi üzerine yükseldi. 1958’de Boris Pasternak’ın ödüllendirilmesi de siysi tercihlere dayandığı gerekçesiyle protestolara yol açmıştı. Boris Pasternak’ın ödüllendirilmesi için CIA’nin de girişimde bulunduğu yolundaki iddialar ileri sürülmüştü. Bu gibi iddialar Nobel ödülleri üzerine gölge düşmesine yol açmış, daha sonraki yıllarda bazı yazarlar aldıkları ödülü red etmişti. 1964’te edebiyat ödülünü kazanan varoluşçu Fransız yazar Jean Paul Sartre, Nobel ödüllerini ciddiye almadığını belirterek kendisine verilen ödülü kabul etmemiş, minimalist edebiyat dünyasının önde gelen ismi ‘’Godot’yu Beklerken’’in yazarı İrlandalı Samuel Beckett de Stockholm’deki ödül törenine katılmamıştı.
Barış ödülleri de öteden beri siyaset karıştırıldığı yolundaki eleştirilere maruz kalmakta. Nobel Barış Komitesi’ne en sert eleştirilerin yöneltildiği yıl 1973. Henry Kissinger’in Vietnam’da barışı sağlamak için çaba gösterdiği gerekçesiyle ödüllendirilmesi kamuoyunda skandal olarak nitelendirildi. Kamuoyundan yükselen eleştirilerde Henry Kissinger’in Vietnam savaşının mimarı olduğu dile getirilerek Nobel Barış Komitesi’nin ABD’nin saldırgan politikasını aklama görevi üstlendiği ifade edildi.
1983'te Polonya’da Dayanışma hareketi’nin lideri Lech Walesa’ya barış ödülü verilmesi de Nobel Komitesi’nin sostyalist ülkelerde rejim karşıtlarını desteklemek amacıyla ödül dağıttığı yolunda eleştirilere yol açmıştı. 1994’te Yaser Arafat, Shimon Peres ve İsak Rabin’in ödüllendirilmesine yönelik eleştirilerde de İsrail’in saldırgan politikasının aklanmak istendiği iddia edilmişti. Bazı kesimlerce de Yaser Arafat’ın kişiliğinde terörizme destek çıkıldığı öne sürülmüştü.
Osman İkiz / Deutsche Welle –Stockholm
Editör: Meltem Karagöz