Nükleer pokerde Washington hamlesi
18 Mayıs 2010BM Güvenlik Konseyi'nde veto hakkına sahip daimi üyeler, İran'ın nükleer programı konusunda aylar süren tartışmaların ardından izlenecek strateji üzerinde uzlaşmaya vardı. ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton, Washington'da yaptığı açıklamada İran'a yönelik yeni yaptırımlara mesafeyle yaklaşan Rusya ve Çin'in de hazırlanan yeni tasarıyı kabul ettiğini belirtti. Ancak yeni yaptırımların hayata geçirilebilmesi için BM Güvenlik Konseyi'nde yapılacak oylamada da bu müeyyidelerin onaylanması gerekiyor.
Clinton, hazırlanan tasarının gün içerisinde tüm BM Güvenlik Konseyi üyelerine iletileceğini söyledi. Diplomatik kaynakların verdiği bilgiye göre, BM Güvenlik Konseyi'nde salı günü İran konusu görüşülecek. ABD Dışişleri Bakanı, tasarının içeriği ile ilgili detayları dile getirmezken, hazırlanan metnin güvenlik konseyi daimi üyeleri ve Almanya ile yakın işbirliği içinde tamamlandığını kaydetti.
ABD dışında BM Güvenlik Konseyi'nde Rusya, Çin, İngiltere ve Fransa'nın veto hakkı bulunuyor.
İngiltere ve Fransa ABD gibi uzun süredir İran'a uranyum zenginleştirme çalışmalarından vazgeçmediği için yeni yaptırımlar getirilmesini istiyor. Çin ve Rusya ise bu öneriye mesafeyle yaklaşıyor, diyalog yolunun tercih edilmesini benimsiyordu.
“Taktik işe yaramadı”
Clinton'un İran'a yaptırımlar konusunda anlaşıldığına dair açıklamasının zamanlaması ise sürpriz oldu. Önceki gün Brezilya ve Türkiye'nin girişimiyle İran, uranyum zenginleştirme işleminin yurtdışında yapılmasını öngören anlaşmaya imza attı. Anlaşmaya göre, düşük oranda zenginleştirilmiş 1200 kilogram uranyum 120 kilogram yakıtla değiştirilecek ve takas işlemi Türkiye'de yapılacak. İran'ın bu adımı, ülkeye yeni yaptırımlar getirilmesine karşı çıkan taraflarda, bir uzlaşma mesajı olarak algılanırken, ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton Senato'da yaptığı açıklamada İran'ın bu manevrasının işe yaramadığı sinyalini verdi.
Clinton, söz konusu antlaşmada çoğu sorunun yanıtsız kaldığını vurguladı ve “BM Güvenlik Konseyi Daimi üyelerinin yaptırım taslağı üzerinde anlaşmış olmasının, Tahran'da son günlerde atılan adımlara verebilecek en inandırıcı yanıt” olduğunu kaydetti.
Türkiye ve Brezilya'ya teşekkür
ABD Dışişleri Bakanı konuşmasında Türkiye ve Brezilya'ya da bu konuda gösterdikleri samimi çabalardan dolayı teşekkür etti.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan Clinton'ın açıklamalarından kısa bir süre önce, İran'la imzalanan anlaşmaya destek verilmesi çağrısında bulunmuştu. Erdoğan Madrid'de yaptığı açıklamada, ‘yaptırımlar hakkında konuşmaktan vazgeçmeliyiz' demişti.
Brezilya ise İran'ın nükleer programı konusunda yürütülen 5+1 görüşmelerine Türkiye ve Brezilya'nın da dâhil edilmesi gerektiği görüşünde. Brezilya Devlet Başkanı Luiz Inacio Lula da Silva'nın dış ilişkiler danışmanı Marco Aurelio Garcia, görüşmelere Türkiye ve Brezilya'nın da dâhil edilmesinin arzulandığını vurguladı.
"Zaman kazanmaya çalışılıyor"
ABD Dışişleri Bakanı Clinton, anlaşmada, İran’ın kendi topraklarındaki uranyum zenginleştirme faaliyetlerini durduracağına dair bir hüküm bulunmadığına dikkat çekerek, İran’ın yaptırım tehdidine karşı zaman kazanmaya çalıştığını savundu.
Rusya Devlet Başkanı Dimitri Medvedev ise İran ile varılan takas anlaşmasını, ‘İran ile yaşanan nükleer anlaşmazlıkta diplomatik çözüm politikasının örneği’ olarak nitelendirdi, ancak açıkta kalan sorularla ilgili İran dahil tüm taraflarla görüşmelerin sürmesi gerektiğini vurguladı.
İran’a yaptırımlara şimdiye kadar sıcak bakmayan Çin de takas anlaşmasından memnuniyet duyduğunu açıklamıştı Çin Dışişleri Bakanı Yang Jiechi, Çin’in soruna uygun bir çözüm aranmasına yönelik diplomatik çabaları takdirle karşıladığını belirtmişti.
BM Güvenlik Konseyi’nin diğer daimi üyeleri İngiltere ve Fransa, yaptırımların sertleştirilmesini desteklemekle birlikte, İran ile varılan takas anlaşmasını olumlu karşılamış, ancak temkini elden bırakmayarak, İran’ın nükleer programıyla ilgili Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı’na vereceği ayrıntılı bilginin görülmesi gerektiğini vurgulamıştı.
© Deutsche Welle Türkçe
afp, dpa (MK/BK)