1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

"Trump'ın olası dönüşü Rusya'nın sorunlarını çözer"

Mikhail Bushuev
2 Ağustos 2022

Fukuyama’ya göre Kiev güneydeki topraklarınının kontrolünü bir an önce geri kazanmalı, özellikle de Trump Beyaz Saray'a dönüş planına start vermeden. ABD'li siyaset bilimci ve yazar Ukrayna krizini DW'ye değerlendirdi.

https://p.dw.com/p/4F0kV
Siyaset bilimci yazar ve filozof Francis Fukuyama
Francis FukuyamaFotoğraf: Aristidis Vafeiadakis/Zumapress/picture alliance

Francis Fukuyama, Türkçeye de "Tarihin Sonu mu?" olarak çevrilen kitabıyla adını geniş kitlelere 1992 yılında duyurdu. Aynı adlı tezinde de siyaset bilimci yazar, liberal demokrasilerin ve serbest piyasa kapitalizminin toplumsal evrimin sonu olduğu tezini savunmasıyla tanındı. Fukuyama, Haziran 2022 sonu itibarı ile Rusya'da "istenmeyen kişi" ilan edildi ve ülkeye seyahat etmesi yasaklandı. DW, Fukuyama ile Putin muhalifi Aleksey Navalni'nin kurduğu Uluslararası Yolsuzlukla Mücadele Vakfı'nın Denetim Kurulu'na üye olmasından kısa süre sonra konuştu.

DW:  Rusya'nın istenmeyen insanları sıraladığı listeye siz de dahil edildiniz, neler hissediyorsunuz?

Francis Fukuyama: Benim için o listede olmak bir onurdur. Bütün tanınmış Rus muhalifleri ve Rusya'nın Ukrayna'ya saldırısını eleştirenler o listede, beni asıl şaşırtan, asıl beni de o listeye dahil etmelerinin bu kadar uzun sürmesi.

Neden Navalni'nin kurduğu Yolsuzlukla Mücadele Vakfı Denetleme Kurulu'na girdiniz?

Çünkü ben Navalni'nın büyük bir hayranıyım. 2019 yılında onunla Varşova'da karşılaştık. Yolsuzluk Rusya'da büyük sorun ve sadece orada da değil. Söz konusu vakfı desteklemekten mutluluk duyarım. 

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, kısa süre önce yaptığı bir açıklamada Ukrayna savaşını kastederek, "Henüz yeni başladık" cümlesini sarfetti. Sizce bu konuda ciddi mi?

Hayır, bence sıklıkla yaptığı gibi Putin yine yalan söylüyor. Batılı askeri uzmanların yaptığı analizlere göre Rusya Ordusu personel sorunu yaşıyor. Rus birlikleri, Ukrayna savaşı başlarken sahip olduğu insan gücünün üçte birini kaybetti. Rusya'nın Ukrayna savaşındaki kaybı konusundaki sayılar da güvenilir değil. 20 bin askerinin öldüğü, 60 bin askerin de yaralandığı tahmin ediliyor. Bunlara bir de esir düşen askerleri ilave etmek gerekiyor. Rusya büyüklüğünde bir devlet için bu askeri bir hezimet. Donbass'a odaklandıkları iki ay süresinde elde ettikleri toprak kazanımını dikkate aldığımızda da Rusya'nın büyük rezervlerinin kaldığına da inanmıyorum. Putin, henüz işe daha başlamadıklarını söyleyerek bizi kandırmaya çalışıyor.

Ukrayna için başarılı bir strateji nasıl olur sizce?

Ukrayna için gerçekçi strateji şu anda güneye eğilmek olur. Herson'a ve Azov Denizi'ne girişi olan yerlere ulaşımın yeniden tesis edilmesi mühim. Bence bu Donbass'a ağırlık vermekten daha önemli. Önümüzdeki aylarda Donbass'ı geri almak zor olabilir, oysa güneydeki bazı bölgelerde yaz sonuna kadar bir takım kazanımlar elde etmek mümkün. Bu, Ukrayna için gerçekten çok önemli, ancak o şekilde Karadeniz üzerinden tahıl ihracatı yeniden mümkün hale gelebilir ve Rusya'nın Odessa'ya yönelik blokajı kırılabilir. (Editörün notu: Fukuyama ile söyleşi yapıldığında tahıl koridorunda sevkiyat henüz başlamamıştı)

ABD'nin başkenti Washington'da yaptığı bir konuşmanın ardından Donald Trump - (26.07.2022)
Donald TrumpFotoğraf: Drew Angerer/Getty Images

Amerika Birleşik Devletleri'nde (ABD) 2024'teki Başkanlık Seçimleriyle, Cumhuriyetçi eski başkan Donald Trump'ın dönmesi sizce küresel durumu nasıl değiştirir?

Böyle bir gelişme Rusya'nın sorunlarını tek seferde çözebilir. Nitekim Trump ABD'yi NATO'dan çıkarmayı hedefliyor. Böylece Moskova, ABD'deki siyasi bir seçimle kendi amacına ulaşmış olur. Tam da bu nedenle Ukrayna'nın bu yaz döneminin de ötesinde toprak kazanmasının önemli olduğuna inanıyorum. Ukrayna askeri durumu lehine çevirmeli. Zira Batı'da bu konuda birlik sağlanması, insanların Ukrayna savaşında askeri bir çözümün mümkün olduğuna inanmasına bağlı. Ukrayna savaşında tarafların başabaş durumda olduğu ve savaşın da daha çok uzun süreceği inancı doğarsa Batı'daki birlikte çatlaklar olabilir. Ona müteakip de Ukrayna'nın teslim olması ve savaşın sonlandırılması yönündeki sesler yükselebilir.

Geniş bir küresel bakış açısıyla baktığınızda Rusya'daki siyasi rejimi nasıl görüyorsunuz?

Giderek Nazi Almanya'sı dönemine daha fazla benziyor. Rusya'da mevcut olan tek ideoloji ekstrem bir milliyetçilik ama o da Nazilerinkinden daha az gelişmiş bir milliyetçilik. İlaveten kötü bir sanayileşme yaşamış rejim var Moskova'da. Bütün her şey tek bir adamın çevresinde dönüyor. Vladimir Putin, gücün var olan bütün alanında kontrolü elinde tutuyor. Hele Çin ile karşılaştırıldığında… Çin'de 90 milyon üyeye sahip ve sıkı bir disiplinin hakim olduğu bir Komünist Parti var. Rusya'da öyle bir yapılanma bile yok. Dolayısıyla Rusya'da, Çin'deki gibi istikrarlı bir rejimden bahsetmek zor. Rusya'daki rejimin dışarıya yönelik açık ve net bir ideolojisinden de söz etmek mümkün değil. Rusya'daki mevcut ideolojiye inananlar bir biçimde Batı'yı sevmeme argümanlarıyla o ideolijiye yaslanıyor.

Tarihin sonu tezinizi 30 yıl sonra aktualize ettiniz mi?

Bugün içinde bulunduğumuz durum 30 yıl öncesinden farklı. Demokrasiler geçen yıllarda epey zararlar gördü, ABD'de öyle, Hindistan'da öyle ama büyük demokrasiler de öyle. Tarihin ilerleyişi hiçbir zaman düz olmadı. 1930'larda da demokrasiler zarar görmüştü ama onları atlatmayı başardık. 1970'lerde yaşanan petrol kriziyle veya dünyanın çoğu bölgesindeki rekor enflasyonla da zararlar görülmüştü. Ancak tarihsel olarak ilerleme fikri ölmedi. Zaman zaman darbeler alınsa da kuruluşların ve düşüncelerin temelini oluşturan şeyler güçlü ve oldukça zor süren uzun dönemleri de atlatmayı başardı ve bu krizi de atlatacaktır.

Mevcut Ukrayna krizi ve diğer siyasi çalkantılar küresel tehlike arzeden iklim krizinin gözden kaybolmasına neden olmuyor mu?

Elbette oluyor; kısa vadeli enerji tedariği çabaları fosil kaynaklı enerjilerin yeniden canlanması sonucunu doğurdu, Ancak bu dönemsel. İki sorun da, savaş da iklim krizi de, her ikisi de aynı anda ele alınmalı. Burada, "biri ya da diğeri" gibi bir tercih söz konusu olamaz, her iki soruna da ciddi biçimde eğilmek zaruri. Tabii iklim krizi daha uzun vadeli bir sorun ve bizi kuşaklar boyunca meşgul edecek. Şu dönem ondan sapmamız, iklim kriziyle mücadelede son noktayı koydumuz anlamına gelmez.

 

Siyaset Bilimci Francis Fukuyama ABD'nin Kaliforniya Eyaleti’nde bulunan Stanford Üniversitesi'nde öğretim üyesi olarak görev yapıyor.