Çılgın karnaval günleri
10 Şubat 2010“Karnaval” sözcüğünün kökeni, İtalyanca “ete veda” anlamına gelen ‘Carne Vale’ sözcüğüne dayanmakta. Yani, Hristiyan aleminde et ve et ürünlerinin tüketilmediği, 40 gün süren ve Paskalya yortusunda sona eren ‘oruç’ döneminin başlangıcı anlamına geliyor.
Peki, bu dönemin bir eğlenceye dönüşmesi nasıl oldu? Rivayetlerden biri karnavalın, putperestlik döneminden kalma bir gelenek olduğuna ilişkin. Karnavalın Romalılar zamanında ve belki de daha öncesinde ilkbaharda doğanın yeniden canlanması şerefine yapılan ilkel şenliklerden kaynaklandığı yaygın inanış. Ancak karnaval Hıristiyanlık dini ile özdeşleşmiş ve dinsel unsurlara zamanla yerel unsurlar da eklenmiştir.
Almanca konuşulan bölgelerdeki Karnaval kutlamalarına ilişkin en kesin bilgiler ise 13. yy’a kadar uzanmakta. O dönemlerde de büyük oruç zamanı başlamadan önce büyük miktarlarda et ve peynir, tereyağı, yumurta gibi et ürünleri tüketilirdi. Bu tüketimin bir amacı da vücudu kışa hazırlamaktı. Büyük yemekler ve kutlamalar daha önce evlerde yapılırken, 13. yy’dan itibaren kutlamalar, halka açık yerlerde, şehir meydanlarında yapılmaya başlandı. Yeme içmeye, soytarılar da eşlik ederdi.
Kiliseler karşı çıktı
13. yy’da karnaval kutlamalarında müzik ve dansın yanında çeşitli yarışmalar ve eğlenceler de eşlik ediyordu. 14. yy’ın sonlarına kadar karnaval, insanların doyasıya eğlendiği bir dönem oldu, ancak 15. yy’dan itibaren, kilisenin karnaval kutlamalarına karşı tutumu değişti. Kilise kutlamalara karşı çıkmaya başlamıştı. Din adamları, büyük oruç öncesi yapılan eğlencelerin ‘tanrısız, inançsız, iğrenç’ olduğunu söylüyordu.
Karnaval eğlenceleri Ortaçağ’da lanetlenmiş olsa da Köln Karnavalı ve Münih Fasching bugüne kadar süregeldi. Tarihteki figürlerin canlandırılarak, karnaval geçidi geleneği de korunuyor. 11 rakamı da özel bir anlama sahip. Zira karnaval kutlamaları Almanya’da her yıl 11. ayın 11’inde saat 11’i 11 geçe başlar ve ilk karnaval günü olan perşembe günü doruğa çıkar.
Ortaçağ’da Katolik kilisesinin karnavala karşı tavır alması ise orijinal maske ve kıyafetlerle alaya alınır. Bu nedenle karnavalcılar günümüzde de ilginç kostümlerle kutlamalara katılır. Kimi şeytan, kimi korsan, kimi palyaço kılığına giren karnavalcılardan hayvan figürlerini de kostüm olarak seçenler olur. Hayvan figürlerinin çeşitli anlamlara da gelir: Ayı ve domuz iştahı, horoz ve keçi şehveti, eşek tembelliği, ejderha ise kıskançlığı sembolize eder.
Birçok karnaval eğlencesi yok oldu
15. ve 16. yüzyıllar karnaval kutlamalarının doruğa ulaştığı dönemlerdi. 18. yy’dan itibarense İtalya’daki karnaval kutlamaları opera ile özdeşleşti. İtalya’da karnaval, noelin ikinci günü olan 26 Aralıkta başlardı ve karnavalın sona erdiği salı gününe kadar devam ederdi. Her yıl karnaval için yeni operalar bestelenirdi. Ancak bu karnaval gelenekleri ne yazık ki birçok bölgede kaybolmaya yüz tuttu. Brezilya’daki Rio Karnavalı ve Berlin kültür karnavalı ise istisna teşkil ediyor.
Karnaval Almanya’da ise İkinci Dünya Savaşı’nın ardından daha da canlı kutlanmaya başlandı. İnsanlar, yılda bir kez, maskelerin ardından günlük hayatla dalga geçer oldular. Karnaval zamanı bütün endişe, günlük dert ve sıkıntılarından sıyrılan Almanlar, çılgınca eğleniyor, aykırılığın tadını çıkarıyor.
© Deutsche Welle Türkçe
David Scholz / Çeviri: Nihat Halıcı
Editör: Meltem Karagöz